Akıllı Ulaşım ve İyi Uygulamalar (8)

Akıllı ulaşım, bağlantılı ulaşım, otonom ulaşım, akıllı sürüş, hesaplı sürüş ve paylaşımlı ulaşım modelleri olmak üzere beş önemli ulaşım amacının ortak faydalarını güçlendiren bütünsel bir yaklaşımdır. Bağlantılı sürüş, gerçek zamanlı trafik bilgilerini sağlarken, bu arada aracın çevresine ilişkin daha yüksek bir farkındalık sağlar. Otonom sürüş, insan hatalarını ortadan kaldırarak güvenliği artırır. Akıllı sürüş, yolcuların trafik koşullarına göre alternatif sürüş güzergahları ve yöntemleri seçmesini sağlar. Hesaplı sürüş, daha temiz ulaşım yöntemlerinin oluşturulmasına yardımcı olur ve yakıt tasarrufu için optimal tarzda sürüş sağlar. Paylaşımlı ulaşım modelleri, benzer güzergahları kullanan yolcuların seyahatlerini paylaşmalarını sağlayarak, yollardaki araç sayısını azaltır, trafik sıkışıklığını hafifletir ve ulaşım maliyetlerini azaltır.
Avrupa Birliği Yönergesine göre; “Akıllı Ulaşım Sistemleri (ITS), zekayı olduğu gibi somutlaştırmadan farklı ulaşım biçimleri ve trafik yönetimiyle ilgili yenilikçi servisleri sunmayı ve çeşitli kullanıcıların daha fazla bilgi sahibi olmasını, daha güvende ve koordineli olmasını ve ulaşım ağlarının daha akıllı şekilde kullanılmasını amaçlayan gelişmiş uygulamalardır”.
Birleşik Krallık Otomotiv Konseyi’ne göre; “Akıllı ulaşım, karayolu, demiryolu, denizyolu gibi bağımsız ve belli ulaşım yolları sunmaktan çok, hareketliliğin nihai hedefine odaklanan bir kavramdır”. Akıllı ulaşımın gerçekleşmesi, modern elektronik cihazların ve iletişim sistemlerinin zekasını kullanmaya ve bu kapasiteyle tüm sistemin performansını kontrol ve optimize etmeye dayanmaktadır.
Akıllı ulaşım sistemleri, teknolojinin doğru kullanımı ile birlikte, araçların entegre ve etkileşimli ulaşım sistemine bağlanmasını, trafiğin ve park yerlerinin daha iyi yönetilebilmesini sağlamaktadır. Yoğun hareketliliğe ve trafik sıkışıklığına sahip kentlerde, bu unsurların yönetilmesi, yolcuların kolay ve güvenli bir şekilde seyahat edebilmelerini olanaklı kılar.
Avrupa Birliği’nde akıllı ulaşım sistemlerinin takibindeki otoyollarda 60-90 km/sa ve ana arterlerde 30-40 km/sa hız limitlerine uyulması ile birlikte trafik kazaları sonucunda gerçekleşen ölüm olayları, 2014 yılına göre %80 gibi önemli bir oranda azalmıştır.
Akıllı ulaşım, açıkça görülen güvenlik faydasının yanı sıra, çevreci faydalar da sunmakta ve son teknoloji ürünü akıllı ulaştırma ekosistemini kurmaya yardımcı olacak akıllı ulaşım seçenekleriyle entegre olmaktadır. 2014’te küresel karbondioksit emisyonları %2,5 artarak 44.000.000.000 tona ulaşmış, günümüzde ise bu rakam akıllı ulaşım sistemleri sayesinde azaltılarak filo ortalaması olarak 65 g/km CO2 emisyona ulaşmıştır.
İstanbul’da kent içi toplu ulaşım sistemi, enerji ve zaman tasarrufu için yeniden düzenlenmiş, ulaşım hatları optimize edilmiş ve otobüs duraklarına konum tabanlı özel bir bilgi sistemi kurulmuştur. Bu sistem sayesinde, hareket halindeki tüm otobüsler algılanabilmekte ve duraklara yerleştirilen akıllı ekranlar veya “Mobiett” isimli akıllı telefon uygulaması aracılığıyla yolculara, hangi otobüsün nerede bulunduğu ve ne zaman beklenen durağa geleceği anlık olarak iletilebilmektedir.
Los Angeles’ta otomatikleştirilmiş trafik kontrol ve takip sistemiyle, trafikteki duraklamalar %35, kavşak gecikmeleri %20, seyahat süresi %13, yakıt tüketimi %12,5 ve hava emisyonu %10 azaltılmıştır.
Paris’te şehir içindeki araç kullanımını en aza indirmek amacıyla, düşük tutarlı ücret karşılığında bisiklet (Velib) veya elektrikli otomobil (Autolib) kiralanabilmekte, kullanımı bittikten sonra bu araçlar uygun bir park alanına bırakılabilmektedir. Boş araç ve otoparklar, sistemle entegre çalışan bir akıllı telefon uygulaması ile kolaylıkla bulunabilmektedir.
Amsterdam’da “Mobypark” isimli akıllı telefon uygulaması ile özel şahıslara ait boş otopark alanlarının ihtiyacı olanlara kiralanması sağlanmaktadır. Bu sayede, trafik yoğunluğu azaltılmakta ve kentte yeni otopark alanı açma ihtiyacı en aza indirgenmektedir. Viyana’da tüm şehir genelinde toplu taşımacılık kartları kullanılmakta ve yolculuk ücretleri, ulaşımın türüne, kat edilen mesafeye ve yapılan aktarmalara göre tüketicinin lehine olacak şekilde ayrı ayrı hesaplanmakta, bu sayede toplu taşıma araçlarının kullanımı teşvik edilmektedir.
Helsinki’de kullanılan “MaaS” isimli sistem, her tür paylaşımlı yolculuğu ve toplu taşımayı tek bir ödeme ağında birleştirmektedir. Bu sistem, bir web sitesi veya mobil uygulama vasıtasıyla günlük veya aylık seyahat paketi satın alma ve kullanılacak araç için çevrimiçi rezervasyon yapma altyapısına dayalı çalışmaktadır. Sistem sayesinde özel araçlara duyulan ihtiyaç azaltılmaktadır.
Viyana’da faaliyete geçen “Smile” projesi ile, bir noktadan diğer bir noktaya yapılacak seyahatler için ulaşım, zaman, fiyat ve CO2 kriterlerine bağlı olarak rota veya ulaşım aracı planlamalarının yapılması mümkün olmaktadır.
Deloitte tarafından hazırlanan bir simülasyon projesine göre; Akıllı park sisteminin kullanıldığı 200.000 insanın yaşadığı bir şehirde, park yeri bulma zamanı %50 azaltılarak hem yaşam kalitesine katkıda bulunulmakta, hem de yakıt tasarrufu sağlanabilmektedir. Bu sayede park gelirleri artarken, personel kaynaklı maliyetler ise %5-10 arası düşürülebilmektedir.
İstanbul’da 2017 yılının Aralık ayında hizmete açılan ve “Türkiye’nin İlk Sürücüsüz Metrosu” unvanına sahip olan M5 Üsküdar Çekmeköy Metrosu, günde 1.500.000 kişiyi şehir içinde taşıyarak, hem egzoz gazlarından kaynaklanan hava kirliliğinin azaltılarak İstanbul’daki hava kalitesinin iyileştirilmesine katkı sağlamakta, hem de ulaşım sistemleri arasında en düşük kaza riskine sahip olması nedeniyle daha güvenli bir ulaşım imkanı sağlamaktadır.
UYARI: Bu makale, Yönetim Kurulu Başkanımız Sn. Mehmet Selçuk Batal´a ait Nesnelerin İnterneti Tabanlı Akıllı Şehir Teknolojileri ve İyi Uygulamalar konulu tez çalışmasından alıntılanmıştır ve tüm yasal hakları yazarına aittir. Kaynak gösterilse dahi yazarın izni olmadan kopyalanması, çoğaltılması ve tekrar yayınlanması yasal olarak suç teşkil edecektir.